Osmanlı Merkeziyetçi Yapısının Güçlendirilmesi

Osmanlı Merkeziyetçi Yapısının Güçlendirilmesi

Osmanlı Devleti, kısa sürede büyümesi ve uzun yıllar varlığını sürdürmesi konusunda gelişmiş bir devlet teşkilatına ve güçlü merkeziyetçi yapıya sahip olmasının önemli bir rolü vardır. Osmanlılar, Türkiye Selçuklularını genel olarak devlet teşkilatlanmalarında örnek almışlardır. Osmanlı Devlet anlayışı ve yönetim sistemi, eski Türk gelenekleri, İslam dininin devlet anlayışı ve hakim oldukları topraklardaki devlet anlayışlarına dayanmaktadır.

Osmanlı merkezi otoriteyi güçlendirmek için neler yapmıştır?

Osmanlı Devleti’nin merkeziyetçi yapısını güçlendirmek için önemli adımlar atılmıştır. Bu adımlardan biri, Fatih Sultan Mehmet Dönemi’nde gerçekleşmiştir. Fatih, çıkardığı kanunnameler ve düzenlemelerle Osmanlı Devleti’ni merkezi bir devlet haline getirmiştir. “Fatih Kanunnamesi” olarak bilinen bu düzenlemelerle padişah, tüm ülkenin sahibi kabul edilip hükümet, ordu ve yönetim birimlerinin doğrudan bağlı olduğu güç merkezi olmuştur. Bu şekilde merkeziyetçi yapı güçlendirilmiş ve taht kavgalarının önüne geçilmeye çalışılmıştır.

Fatih, taht kavgalarını önlemek amacıyla “ve her kimseye ki evladımdan saltanat müyesser ola, karındaşlarun nizam-ı alem için katl itmek münasibdir. Ekser-i ulema dahi tecviz itmişdür. Anınla amil olalar.” (Saltanat, oğullarımdan kime nasip olursa dünya düzeni için kardeşlerini öldürmesi uygundur ve alimlerin çoğu da uygun bulmuştur.) hükmüyle tahta çıkan hükümdarın kardeşlerini öldürebileceğini ilan etmiştir. Bu sayede hakimiyet sülaleden alınarak bir aileye özgü hale getirilmiştir.

Fatih ayrıca nüfuzlu Türk ailelerinin gücünü azaltmak ve merkeziyetçi devlet yapısını güçlendirmek için devşirme sisteminin önemli bir rol oynadığına inanmıştır. Bu nedenle devşirme sistemiyle yetişen kişileri vezir-i azam, vezirlik, beylerbeylik gibi yüksek görevlere getirmiş ve böylece devletin doğrudan kontrolü altında yetişen sadık birlikler oluşturmuştur.

Osmanlı Merkezi Yapı Değişiklikleri

Osmanlı Devleti’nin merkeziyetçi yapısını güçlendirmek için çeşitli değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler askeri, ekonomik, hukuki, topraki ve veraset alanlarında gerçekleştirilerek devletin otoritesi ve merkeziyetçi yapısı güçlendirilmiştir.

Değişiklik Yapılan Alanlar Hangileridir?

Osmanlı Devleti, merkeziyetçi yapısını güçlendirmek için çeşitli alanlarda değişiklikler yapmıştır:

  1. Askeri alanda: Fatih Sultan Mehmet döneminde, askeri gücü merkeziyetçi bir yapıya kavuşturmak amacıyla Yeniçeri Ocağı’nın gücü artırılmış ve disiplin altına alınmıştır. Devşirme sistemiyle yetişen askerler, devletin doğrudan kontrolü altında yetiştirilerek padişahın sadık birlikleri haline getirilmiştir.
  2. konomik alanda: Fatih döneminde, ekonomik merkeziyetçilik sağlamak için müsadere uygulaması başlatılmıştır. Bu uygulama ile yüksek mevkilerde bulunan kişilerin ölümü halinde mallarına el konularak hazineye aktarılmıştır. Bu sayede merkezi otoritenin gücü artırılmış ve ayrıcalıklı zümrelerin etkisi azaltılmıştır.
  3. Veraset alanında: Fatih, padişahın kardeşlerini öldürebileceğini ilan ederek taht kavgalarını önlemeye çalışmıştır. Böylece hakimiyet bir sülaleden alınarak bir aileye özgü kılınmıştır. Bu sayede devletin bölünmesi ve merkezi otoritenin zayıflaması engellenmiştir.
  4. Hukuk alanında: Fatih, çıkardığı kanunnamelerle hukukun merkeziyetini sağlamış ve padişahın yetkilerini genişletmiştir. Fatih Kanunnamesi ile padişah, tüm ülkenin sahibi kabul edilip hükümet, ordu ve yönetim birimlerinin doğrudan bağlandığı güç merkezi olmuştur. Böylece padişahın otoritesi ve karar yetkisi güçlenmiştir.
  5. Toprak alanında: Fatih döneminde merkeziyetçilik anlayışıyla, toprak düzenlemeleri yapılmış ve devletin doğrudan kontrolü altına girmesi sağlanmıştır. Bu düzenlemelerle topraklar daha verimli kullanılmış ve devlet gelirleri artırılmıştır.

Osmanlı Devleti, merkeziyetçi yapıyı güçlendirmek için yukarıda bahsedilen adımları atmış ve bu sayede uzun yıllar varlığını sürdürebilmiştir. Merkeziyetçi yapı, devletin birlik ve düzen içinde yönetilmesini sağlamış, güçlü bir otorite oluşturmuş ve devletin sürdürülebilirliğini sağlamıştır.

Bir yanıt yazın